Bir girişimciyi girişimci yapan, onu başarılı kılan ve başkalarından ayıran özellikler nelerdir? Aklınıza farklı birçok özellik geliyor olabilir, benim de geliyor: mesela girişimci kararlıdır, kolay kolay pes etmez. Girişimci risk de alabilmelidir. Hatalarından ders de alır girişimci ve her an başkalarının göremediği detayları görmek için uğraşır. Dahası mı? Bir girişimci kendine güvenmeli ve ileri görüşlü de olmalı. Aklınıza birçok başka özellik geldiğini tahmin ediyorum ve hepsinin haklı sebepleri var. Peki yeni bir sorum var sizlere: Eğer bir girişimci şu anki maddi şartlarını, networkünü ve ekibini kaybetse halen girişimci olabilir miydi? Ekip çalışması bir şirketin büyümesi ve sürdürülmesi için gerçekten önemli ama bir girişimin büyümesi ve şirket haline gelmesi için daha da önemli. Şu ana kadar öğrendiğim kadarıyla en çok büyüyen ve gelişen girişimler iyi bir networke sahip olan, bağlı yatırımcıları olan ve iyi bir ekip çalışmasıyla yürütülenler. Yani bir girişimci için networkün, yatırımcıların ve ekibin önemi yadsınamaz. Şimdi biraz daha zor bir sorum var sizlere: Eğer başarılı bir girişimci şu anki sağlığını kaybetse halen başarılı bir girişimci olabilir miydi?

Kısa bir süre önce ufak bir sakatlık geçirdim. Sakatlığın sonucunda ayağımda kırık oluştu ve bu nedenle ameliyatla platin takıldı. Bu başıma gelen ilk sakatlık değildi ancak hayatımın 2 aylık bir sürecini etkiledi. (Bu yazıyı yazarken halen koltuk değnekleri ile hareket etmek zorundayım.) Tahmin edebileceğiniz üzere bu sakatlık benim hayatımda birçok değişiklik yapmaya zorladı: Öncelikle 3 dakikada yürüdüğüm yere 30 dakikada zor ulaşabilmek beni planlarımı çok önceden yapmaya itti. Ya da çok sevdiğim kürek takımımdan, ikinci ailemden ayrılmak zorunda kaldım. Ve daha birçok değişiklik yapmak zorunda kaldım. Enteresan olan şey bu sakatlığın benim hayatıma olumlu etkilerde de bulunmasıydı. Nasıl mı?

Bana girişimciliğin başka bir halini öğretti…

Girişimcilik sadece bir fikir bulup şirket kurmak değil, girişimcilik bir yaşam biçimi.

Bir girişimci olarak zaten kararlıydım ve yukarıda belirttiğim özeliklere profesyonel yaşamımda sahiptim. Peki ya özel yaşamım? Girişimcilik sadece iş yaşamıyla sınırlı kalan bir şey miydi? Rahatsızlığım boyunca yapılamaz diye bir önyargının yanlışlığını gerçekten anladım: Mesela tek ayakla şınav çekilip spor yapılabiliyormuş. Ya da koltuk değneği ile merdiven çıkmak mümkünmüş. Günlük yaşamdan bile birçok fikir edinmek ve yeni bilgiler öğrenmek mümkünmüş: Hastanede geçirdiğim zamanlarda insanlarla sohbet edip daha önce aklıma gelmeyen bazı ihtiyaçları ve gereksinimleri öğrenebildim mesela. Bu da bana ileride kurabileceğim girişimler için birçok iyi fikir verdi. Yani kısacası girişimcilik sadece iş hayatı ile sınırlı değilmiş.

Peki baştaki soruma geri döneyim: “Bir girişimciyi girişimci yapan, onu başarılı kılan ve başkalarından ayıran özellikler nelerdir?” Şunun farkına vardım ki, girişimcilik hayatın sadece bir tarafıyla sınırlı değil. Bir girişimciyi girişimci yapan bence girişimcilik ruhunu hayatının her anına yansıtması. Belki her zaman başarılı olmak çok zor, ya da işler çok nadir planlandığı gibi gidiyor olabilir. Ama bunun ona engel olmasına izin vermemeli gerçek girişimci. Hatta bu problemleri bir fırsata dönüştürebilmeli. Mesela, beklenmedik problemleri; fark etmediği detayları fark etmek, kararlılığını test etmek, riskleri ve hatalarını analiz edip onlardan öğrenmek için kullanabilir. Daha da önemlisi girişimci için gelecekte birlikte çalışmak isteyeceği arkadaşları belirlemek için bundan daha iyi bir fırsat bulamaz sanırım. Çünkü bu sakatlık belki de en çok gerçek arkadaşlarımı ve ileride çalışmak isteyeceğim insanları tanımamı ve belirlememi sağladı: Kime güvenebileceğini öğrenmek güzel bir his. Son olarak William Shakespeare’den rahatsızlığım boyunca bana ilham veren iki sözü paylaşmak istiyorum:

“EN KARA GECENİN DE SABAHI OLUR.” -MACBETH, WİLLİAM SHAKESPEARE

Yaşayacağımız problemleri aşacağımıza inanmak güç veriyor insana. Devam etmek için bir neden veriyor. Belki fazla iyimser diyebilirsiniz. Ancak ben yine de en üzücü anlardan sonra dahi bu sözü hatırlıyorum. Ümit bizden en son ayrılan
duyguymuş.

“HAYAT BİR SEVDADIR… ONU YAŞA!

HAYAT BİR HEDİYEDİR… ONU AL!

HAYAT BİR BİLMECEDİR… ONU ÇÖZ!

HAYAT BİR FIRSATTIR… ONU YAKALA!

HAYAT BİR ŞARKIDIR… ONA EŞLİK ET!

HAYAT BİR BAHÇEDİR… ONU DER!

HAYAT BİR İYİLİKTİR… ONA KARŞILIK VER!

KENDİNE BİR İYİLİK YAP.. HERKESE GÜLÜMSE…” – WİLLİAM SHAKESPEARE

Başına ne geleceğini tahmin etmek zor. Beklenmedik birçok dert ve problem ile uğraşıyoruz her gün. Belki başınıza geleceği seçemezsiniz ama ona nasıl karşılık vereceğinizi seçebilirsiniz.

Gülümsemekten ve girişimcilikten hiç vazgeçmemeniz dileğiyle,

Oğuzhan Kadaifçiler

Kategoriler: Blog

0 yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir